Efendim Merhabalar, size daha öncesinde Milan ve Venedik gezilerimden bahsetmiştim. Şimdi sıra Floransa'da. Bilerek hepsini bir anda yayınlamıyorum. Aralıklarla yayınlamaya devam edeceğim. Bundan sonra üç yazım daha olacak. Onlar ise Vatikan, Pisa ve Roma... Girişimizi fazla uzatmadan söz sırası Floransa'da.
30/06/2013
14/05/2013
Venedik Seyahatim
Efendim Merhabalar, İtalya seyahatimi size blogumdan bir yazı dizisi olarak aktarmaya karar vermiştim. Önceki yazılarımda İtalya Gezimin genel hatlarını ve Milan'dan bahsetmiştim. Güzel yorumlarınız için teşekkür ediyorum. Bu yazımda ise Venedik'ten bahsedeceğim. Umarım beğenirsiniz.
Venedik'e daha gitmeden görmüştüm. Milan'a olan uçağım Venedik'in tam üzerinden geçti. Şans eseri görme fırsatı yakaladım ve fotoğrafını çektim; fakat pek net olmasa da Venedik'i görmek beni mutlu etti.
Milan'dan Venedik'e doğru tren yolculuğumuz biraz sorunlu geçti. Trenle yolu yarıladığımızda bizim vagonun tam altından sürtünme sesi çıktı. Bir şey altımızda sürtünüyordu veya trenden bir parça kopmuştu. Anlık bir olaydı. Sonrasında hemen en yakın istasyonda durduk. Herkesi indirdiler. Gece yarısında herkes uykulu bir halde ayakta bekliyordu. İşte İtalya gerçekleri bizi bulmuştu. Trenin makinisti cep telefonunun ışığıyla vagonun altına bakıyordu; ama ne çare. Sonrasında yeni bir tren geldi. O trene aktarma yaptık ve yolculuğumuza devam ettik. Yaklaşık yarım saat rötar yapmış olduk.
Venedik'e daha gitmeden görmüştüm. Milan'a olan uçağım Venedik'in tam üzerinden geçti. Şans eseri görme fırsatı yakaladım ve fotoğrafını çektim; fakat pek net olmasa da Venedik'i görmek beni mutlu etti.
Milan'dan Venedik'e doğru tren yolculuğumuz biraz sorunlu geçti. Trenle yolu yarıladığımızda bizim vagonun tam altından sürtünme sesi çıktı. Bir şey altımızda sürtünüyordu veya trenden bir parça kopmuştu. Anlık bir olaydı. Sonrasında hemen en yakın istasyonda durduk. Herkesi indirdiler. Gece yarısında herkes uykulu bir halde ayakta bekliyordu. İşte İtalya gerçekleri bizi bulmuştu. Trenin makinisti cep telefonunun ışığıyla vagonun altına bakıyordu; ama ne çare. Sonrasında yeni bir tren geldi. O trene aktarma yaptık ve yolculuğumuza devam ettik. Yaklaşık yarım saat rötar yapmış olduk.
11/05/2013
Milan Seyahatim
Efendim Merhabalar, daha önceki yazımda İtalya gezimin genel hatlarından bahsetmiştim. Bu yazımda ise Milan'da gördüklerimden bahsedeceğim. Daha çok çektiğim fotoğraflar üzerinden gezdiğim yerleri anlatacağım. Umarım beğenirsiniz.
İstanbul'dan Milan'a olan uçağım, Milan'ın şehir merkezine 50 km uzaklıkta bulunan Bergamo'ya inecekti. Yurtdışı uçuşlarımda uçakta oturacağım koltuğun kesinlikle cam kenarında olmasını tercih ediyorum. Etrafı görebilmek adına. Bergamo'da ise havadan gördüğüm kadarıyla tarımın yaygın olduğunu ve bol bol seralar olduğunu gördüm. Hatta bir tane de golf sahası vardı. Ne yazık ki uçak iniş için alçaldığından dolayı telefonumu kapatmak zorunda kaldım ve fotoğraf çekemedim. Bergamo Havalimanına indikten hemen sonra Milan'a gitmek için havalimanının dışarısında bulunan otobüslere yöneldim. Terravission otobüsleri €4 ücretle Milan'daki tren terminaline götürüyordu. Otobüsü kullanan İtalyan şoför, yol boyunca telefonla konuştu ve radyo ile de ilgileniyordu. Radyo kanalını değiştirmek için harekete geçtiğinde otobüs her seferinde ya sağa ya da sola doğru biraz kayıyordu. Allah'tan bir sorun yaşamadan; ama korkuyla Tren garına ulaştım.
Tren garına gelir gelmez telefonumun internetini açıp WiFi ağı aramaya başladım. Yol arkadaşımla buluşacağımız yer burasıydı. Tren geliş saatinden ne zaman geleceğini kontrol ettim. Tam saatinde treni geldi ve buluştuk. Çantalarımızla birlikte hemen metroya yöneldik. Metro'da kullanacağımız biletleri alırken yanımıza bir çingen bayan geldi, bize yardımcı oldu. Türktü veya çok iyi derecede Türkçe biliyordu. Bize yardımcı olmasına gerek olmamasına rağmen rahatsız ederek bilet almamıza katkı sağlamak istiyordu. Tabi sonrasında ise bir miktar para isteyecekti de, öyle de oldu. Gelir gelmez hemen Türkçe ile karşılaştık diyebilirim. 36 saatlik kullanımlık bilet aldık. Milan'ın tam göbeği olan Duoma'ya gittik.
İstanbul'dan Milan'a olan uçağım, Milan'ın şehir merkezine 50 km uzaklıkta bulunan Bergamo'ya inecekti. Yurtdışı uçuşlarımda uçakta oturacağım koltuğun kesinlikle cam kenarında olmasını tercih ediyorum. Etrafı görebilmek adına. Bergamo'da ise havadan gördüğüm kadarıyla tarımın yaygın olduğunu ve bol bol seralar olduğunu gördüm. Hatta bir tane de golf sahası vardı. Ne yazık ki uçak iniş için alçaldığından dolayı telefonumu kapatmak zorunda kaldım ve fotoğraf çekemedim. Bergamo Havalimanına indikten hemen sonra Milan'a gitmek için havalimanının dışarısında bulunan otobüslere yöneldim. Terravission otobüsleri €4 ücretle Milan'daki tren terminaline götürüyordu. Otobüsü kullanan İtalyan şoför, yol boyunca telefonla konuştu ve radyo ile de ilgileniyordu. Radyo kanalını değiştirmek için harekete geçtiğinde otobüs her seferinde ya sağa ya da sola doğru biraz kayıyordu. Allah'tan bir sorun yaşamadan; ama korkuyla Tren garına ulaştım.
Tren garına gelir gelmez telefonumun internetini açıp WiFi ağı aramaya başladım. Yol arkadaşımla buluşacağımız yer burasıydı. Tren geliş saatinden ne zaman geleceğini kontrol ettim. Tam saatinde treni geldi ve buluştuk. Çantalarımızla birlikte hemen metroya yöneldik. Metro'da kullanacağımız biletleri alırken yanımıza bir çingen bayan geldi, bize yardımcı oldu. Türktü veya çok iyi derecede Türkçe biliyordu. Bize yardımcı olmasına gerek olmamasına rağmen rahatsız ederek bilet almamıza katkı sağlamak istiyordu. Tabi sonrasında ise bir miktar para isteyecekti de, öyle de oldu. Gelir gelmez hemen Türkçe ile karşılaştık diyebilirim. 36 saatlik kullanımlık bilet aldık. Milan'ın tam göbeği olan Duoma'ya gittik.
04/05/2013
İtalya Gezim Hakkında Genel Bilgiler
Efendim Merhabalar, size İtalya'da gerçekleştirdiğim tatilimden bahsedeceğim.
Okulumda vize sınavlarım bittikten sonra bir hafta süre okula gitmemeyi kararlaştırdım. Uçak tarihlerine bakarak en uygun fiyata denk gelen aralığa tatilimi yerleştirdim. Bir hafta diye planladığım tatilim 10 Gün 9 Gece olarak planlanmış oldu.
Uçak biletlerimi Pegasus'tan aldım. Uygun bir fiyata aldığımı düşünüyorum; fakat tabi her zaman daha ucuzunu görmeye de can atmaktayım. Uçak biletlerimi aldıktan sonra da, bir heyecan başladı. Acaba yapabilir miyim? Nerede kalacağım? Nasıl gideceğim? vb. gibi birçok soru aklımı kemirmeye başladı. Bir yandan sınavlarıma çalışıyorum, bir yandan da tatilimi planlıyordum. Sonrasında İtalyan arkadaşlarıma ve orayı gezmeye giden dostlarıma danıştım, nasıl bir rota izlemem gerektiğini? Birçoğu doğal olarak kendi beğenilerini göre yorumlar yaptılar; fakat bunlara göre gezecek olursam iki üç saatte bitecekti. Ben de daha önceden de almayı ve koleksiyon yapmağı çok istediğim gezi kitaplarına yönelmem gerektiğini anladım.
Uçakta çektiğim |
Uçak biletlerimi Pegasus'tan aldım. Uygun bir fiyata aldığımı düşünüyorum; fakat tabi her zaman daha ucuzunu görmeye de can atmaktayım. Uçak biletlerimi aldıktan sonra da, bir heyecan başladı. Acaba yapabilir miyim? Nerede kalacağım? Nasıl gideceğim? vb. gibi birçok soru aklımı kemirmeye başladı. Bir yandan sınavlarıma çalışıyorum, bir yandan da tatilimi planlıyordum. Sonrasında İtalyan arkadaşlarıma ve orayı gezmeye giden dostlarıma danıştım, nasıl bir rota izlemem gerektiğini? Birçoğu doğal olarak kendi beğenilerini göre yorumlar yaptılar; fakat bunlara göre gezecek olursam iki üç saatte bitecekti. Ben de daha önceden de almayı ve koleksiyon yapmağı çok istediğim gezi kitaplarına yönelmem gerektiğini anladım.
24/03/2013
Banka Soygunu Filmleri
Efendim, bir banka soygunu filmi bana korku filmlerinden daha korkunç gelmektedir. Okuduğum bölümle de alakası olmalı ki, paraların çalınmasına asla göz yumamam, her ne kadar çoğu film banka soyguncuların tarafını savunsa da onların gözlerinden filmi çekseler de ben hep bankalardan taraf olurum. İzlerken umarım çalınmaz diye korkuyla beklerim. İşte bu sebepten ötürü banka soygunu filmlerine karşı özel bir ilgim var. Onları daha heyecanla izlemekteyim. Hatta bazen çok endişe duyar, bazen de gözlerimi kapatır bakamam bile. Bu yüzden korku filmlerinden daha korkunçtur, banka soygunu filmleri.
Bu güne kadar izlediğim banka soygunu filmlerini sıralamak isterim. Vaktinizi eğlenerek öldürmek için bir öneri olur. Eğer sizde bu konuya ilgiliyseniz sizinde kesinlikle izlemenizi gerekir. Pişman olmayacağınıza teminat veririm.
İlk olarak listemin başına Dog Day Afternoon Türkçesiyle Köpeklerin Günü adlı filmi yerleştiriyorum. Başrol oyuncusu Al Pacino, neredeyse tek başına oynadığı ve defalarca bıkmadan izlenebilenecek bir başyapıt. Gerçek bir olaydan esinlenmişler. Bankanın kapanmasına yakın başlayarak, gecenin bir vaktine kadar süren olay kendini merakla izlettiriyor. Ahmet Alper bu filmi 10 popcorn üzerinden 9 popcorn olarak değerlendirdi.
Inside Man Türkçesiyle İçerideki Adam, gerçek başrol oyuncusu Micheal Owen gerçi Denzel Washington da oynuyor; fakat oynamasa da olurmuş, fazla bir katkısı olmamış açıkcası, Dog Day Afternoon filmini izlemeden önce bu filmi izlemiştim ve benim listemde hep birinci sıradaydı. İkinci desem de bu filmde kesinlikle birinci olmayı hak eden filmlerden; çünkü kusursuz bir şekilde planlanmış banka soygunu var. Ahmet Alper bu filmi 10 popcorn üzerinden 9 popcorn olarak değerlendirdi.
Heat Türkçesiyle Büyük Hesaplaşma, başrol oyuncuları Al Pacino ve Robert De Niro, her iki büyük oyuncunun muhteşem bir şekilde sergiledikleri harika bir film. Robert De Niro soyguncu rolünde, Al Pacino ise dedektif. Bu iki adam büyük bir kovalamaca içerisindeler, film boyunca iki kez yüzleşiyorlar. Birincisinde bir cafede harikulade bir sohbet içerisinde, diğerinde ise ikisinden birinin ölmesi gerektirecek bir buluşmada. Film tamamen gerçek mekanlarda çekilmiş, tam olarak 125 mekan, ve Los Angeles'in en işlek caddesi kapatılarak çatışma sahnesi çekilmiş. Ahmet Alper bu filmi 10 popcorn üzerinden 9 popcorn olarak değerlendirdi.
Public Enemies Türkçesiyle Halk Düşmanları, başrol oyuncusu Johnny Deep ve Christian Bale. Johhny Deep'ten ziyade Christian Bale oynuyor diye bu filmi seyretmiştim. Bale'nin rol aldığı her filmi kesinlikle izleyeceğime ant bile içerim. Neyse eski amerikan gangsterler zamanında bankaları çok hızlı soyan ünlü gangster John Dilinger ve çetesini ele alan bir film. Ahmet Alper bu filmi 10 popcorn üzerinden 9 popcorn olarak değerlendirdi.
Point Break Türkçesiyle Kırılma Noktası başrol oyuncusu Matrix serisinden tanıdığımız başrol oyuncumuz Keanu Reeves, Eski Amerikan Başkanlarının maskelerini takarak bankayı soyan bir sörf çetesini yakalamak için çeteye sızar. Banka soygunu olmasına karşın filmin içerisinde muhteşem sportif etkinlikler yer almakta. Hatta kıskandıran derecede, sörf yapıyorlar, paraşutle atlıyor ve dahası... Ahmet Alper bu filmi 10 popcorn üzerinden 8 popcorn olarak değerlendirdi.
The Town Türkçesiyle Hırsızlar Şehri başrol oyuncusu Ben Affleck, bankayı çok dikkatli ve titiz bir planla soygun gerçekleştirirler. Soygun bittikten sonra bankanın bayan müdürüyle aynı mahallede oturduklarını öğrendikten soygunculardan biri bayanı kontrol amaçlı takip eder ve aşık olur. The Town filmin üzerinde Point Break'in etkisinin şüphesiz çok fazla olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Ne de olsa maske kullanmışlar... Ahmet Alper bu filmi 10 popcorn üzerinden 8 popcorn olarak değerlendirdi.
Flypaper Türkçesiyle Çifte Soygun başrol oyuncusu Patrick Dempsey, bankanın kapanış saatine yakın başrol oyuncumuz para bozdurmak için bankaya girer. İki farklı çete aynı anda bankayı soymak için bankaya girer. Bir taraf profesyonel hırsız diğer çete ise beceriksiz... Her iki çete kendi arasında hem kavga ederken hem de bankayı soymaya çalışırlar. Bazı şeylerin acayip şekilde ters gitmesinden dolayı karmaşık bir hal alır... Ahmet Alper bu filmi 10 popcorn üzerinden 7 popcorn olarak değerlendirdi.
Don 2 filmi, Hindistan yapımı ve Don filminin 2.filmi olarak çekilmiş bir film. Filmin başrolünde hint sinemasının kral lakaplı oyuncusu Shah Rukh Khan oynuyor. Don serisini baştan izlemenizi öneririm; çünkü filmlerde konu bütünlüğü bulunmakta. Don 2 filminde ise Berlin'de bulunan bankayı kusursuz bir planla soymayı hedefliyorlar. Her an aksiyon dolu sahnesiyle, izleyenleri sürekli olarak ters köşe yapabilecek bir film. Bir kez daha bu seriyi baştan izleyin. Ahmet Alper bu filmi 10 popcorn üzerinden 8 popcorn olarak değerlendirdi.
Listenin devamı gelecek, zamanla da güncellenecektir.
Bu güne kadar izlediğim banka soygunu filmlerini sıralamak isterim. Vaktinizi eğlenerek öldürmek için bir öneri olur. Eğer sizde bu konuya ilgiliyseniz sizinde kesinlikle izlemenizi gerekir. Pişman olmayacağınıza teminat veririm.
İlk olarak listemin başına Dog Day Afternoon Türkçesiyle Köpeklerin Günü adlı filmi yerleştiriyorum. Başrol oyuncusu Al Pacino, neredeyse tek başına oynadığı ve defalarca bıkmadan izlenebilenecek bir başyapıt. Gerçek bir olaydan esinlenmişler. Bankanın kapanmasına yakın başlayarak, gecenin bir vaktine kadar süren olay kendini merakla izlettiriyor. Ahmet Alper bu filmi 10 popcorn üzerinden 9 popcorn olarak değerlendirdi.
Dog Day Afternoon |
Inside Man |
Heat |
Public Enemies Türkçesiyle Halk Düşmanları, başrol oyuncusu Johnny Deep ve Christian Bale. Johhny Deep'ten ziyade Christian Bale oynuyor diye bu filmi seyretmiştim. Bale'nin rol aldığı her filmi kesinlikle izleyeceğime ant bile içerim. Neyse eski amerikan gangsterler zamanında bankaları çok hızlı soyan ünlü gangster John Dilinger ve çetesini ele alan bir film. Ahmet Alper bu filmi 10 popcorn üzerinden 9 popcorn olarak değerlendirdi.
Public Enemies |
Point Break |
The Town |
Flypaper Türkçesiyle Çifte Soygun başrol oyuncusu Patrick Dempsey, bankanın kapanış saatine yakın başrol oyuncumuz para bozdurmak için bankaya girer. İki farklı çete aynı anda bankayı soymak için bankaya girer. Bir taraf profesyonel hırsız diğer çete ise beceriksiz... Her iki çete kendi arasında hem kavga ederken hem de bankayı soymaya çalışırlar. Bazı şeylerin acayip şekilde ters gitmesinden dolayı karmaşık bir hal alır... Ahmet Alper bu filmi 10 popcorn üzerinden 7 popcorn olarak değerlendirdi.
Flypaper |
Don 2 filmi, Hindistan yapımı ve Don filminin 2.filmi olarak çekilmiş bir film. Filmin başrolünde hint sinemasının kral lakaplı oyuncusu Shah Rukh Khan oynuyor. Don serisini baştan izlemenizi öneririm; çünkü filmlerde konu bütünlüğü bulunmakta. Don 2 filminde ise Berlin'de bulunan bankayı kusursuz bir planla soymayı hedefliyorlar. Her an aksiyon dolu sahnesiyle, izleyenleri sürekli olarak ters köşe yapabilecek bir film. Bir kez daha bu seriyi baştan izleyin. Ahmet Alper bu filmi 10 popcorn üzerinden 8 popcorn olarak değerlendirdi.
Don 2 |
Listenin devamı gelecek, zamanla da güncellenecektir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)